İzzettin YURTSEVER
Teknolojik gelişmelere, dünya turizm hareketlerindeki artış ve dinamizme paralel olarak doğa ve çevresel sorunlarda da artışlar olmaktadır.
Doğa mı insana hükmeder – insan mı doğaya hükmeder tartışmasının turizm boyutundaki bugünkü gerçeğine göre doğanın tercihi all exclusive – insanın tercihi all inclusive. Biri yiyip içen, israf eden, her geçen gün devleşen all inclusive, diğeri dingin, huzurlu, dengeli,sağlıklı, insan-doğa ve çevre dostu all exclusive.
Günümüze kadar hep insanın doğaya bilimle – teknoloji ile üstünlüğü öne sürüldü, ancak bugün doğa ve çevre tepkilerine-azalan kaynaklarına baktığımızda yarının hükümdarının yine insan olacağını, onun turizm boyutundaki tercihinin halen all inclusive olacağını iddia etmemiz inandırıcı olamaz. 5-10 yıl sonra doğa şartları ve ülkelerin buna paralel aldıkları tedbirler turizmi ve all inclusive’i olumsuz etkileyecek ve all exclusive ister istemez uygulanmaya başlanacaktır. Bu demektir ki yakın gelecekte doğa daha aşikar şekilde insana hükmedecek ve bugünlerde lale devrini yaşayan all inclusive tarih olacaktır.
Otelcilerimiz rekabet edebilmek için devletten bazı vergi indirimleri ve teşvikler talep etmelerine karşın aynı baskıyı satış fiyatlarını artırmak için tur operatörlerine yansıtmaya da artık cesaret etmelidirler. Global olarak petrol ve diğer çevre sorunları nedeniyle tur operatörleri ve uçak firmaları tarafından fiyat artışları yapılırken bu büyüyen farkın otelciler tarafından kapatılmasının istenmesi ve fiyat artışlarına karşı baskı kurulması da doğru değildir. Zira her yıl fiyatlarını baz aldığımız rakip ülkelerin Avrupa’dan Afrika’ya doğru yeni destinasyonlara kaymakta olduğunu gözlemlemekteyiz.
2007 yılında uluslararası turizm hareketleri %6 artışla geçen seneden 52 milyon daha fazla turist sayısı ile 898 milyona ulaşmıştır. 2007’de sağlanan 52 milyonluk artışın 19 milyonu Avrupa, 17 milyonu Asya Pasifiklerde yaratılırken turist sayısında Amerika 6 milyon, Afrika 3 milyon ve Ortadoğu da 5 milyonluk artış kaydetmiştir.
Demokratikleşme sürecinde olan ve kapalı rejim ile yönetilen doğu ülkelerden de ülkemize turist artışı beklenmektedir.
Yurt dışında tatil yapacak olan bu dinamik kitlenin zengin seçenekli ve 24 saat yiyecek-içecek sunan otelleri tercih etmelerinden dolayı all inclusive konseptine ilgileri de sürecektir.
Öncelikle diğer sektörlere nazaran 2 – 2.5 kat fazla personele istihdam imkanı sunan Antalya’daki tesislerin çoğunlukla all inclusive uyguladığını da dikkate almalıyız.
All inclusive de paranın pek kullanılmaması, giriş-çıkışlarda kol bantı kontrolünün kolay olması, yiyecek-içecek tüketiminin kolay planlanabilmesi, talep nedeniyle satışının kolay olması, çok tüketenin yanında tüketmeyenlerin de olması, daha ucuza personel çalıştırılması, gelir tahmininin daha kolay yapılması, toptan alımlarda maliyetin azaltılabilmesi, tüketimin analizinin kolay takip edilebilmesi, belirli bir hizmet verilmesi gibi değişik avantajları muhakkak vardır ki bugün arz ve talep dengesi içinde eleştirilere rağmen pazarını genişleterek büyümesini sürdürmektedir.
Keza yeni açılan deluxe tesislere ilaveten temalı tesislerde all inclusive konseptine bir taraftan daha üst gelir seviyesindeki tüketim eğimli insanları ve diğer taraftan bilinçli Avrupa’lı turistleri de cezbetmek için özel odalarda konsepte şahsileştirilmiş kişiye özel hizmetler ve yeni özel aktiviteler dahil ederek pazar payını artırmayı hedeflemektedirler. Dolayısıyla bir tarafta all inclusive tesiste kalıp fazla tüketmeyen turist, diğer tarafta çok daha fazla tüketen turist, bunlara ilaveten havaalanında karşılamadan butler servisine kadar özel all inclusive turiste aynı çatı altında hizmet verilebilmektedir. Aslında bu farklı turist profili ve hizmet konsepti işin doğası gereği all exclusive olması gerekirken bizim turizmcilerimizin kıvrak zekası ve pazarı takip etmesi sonucu all inclusive hizmet ile de turist profili ile de çeşitlendirilmiştir.
Ancak all inclusive konseptini uygulayan turistik tesislerin döviz kurundaki düşüşler, mal alımları – teknoloji alımları ve istihdam da artan maliyetleri nedeniyle kar marjlarının gitgide azalması, yatırımın geri dönüşünün 15 yılın üstüne çıkması söz konusu iken diğer taraftan tesis arzındaki büyüme nedeniyle rekabetin artması ülkemizde all inclusive fiyatlarının yukarıya çıkarılmasına bir türlü izin vermemektedir. Keza yiyecek-içecek üreticilerinin de kar marjları her yıl otelcilerin ki gibi rekabet ve sıkı maliyet yönetiminden dolayı süratle azalmakta, tahsilatlar da vadeler uzamaktadır.
Günümüzde turistik tesislerin çoğu ülkemizde all inclusive den kazanç elde edememektedirler. Ülkemizde 20 yıl önce oda kahvaltı şartlarında bugünkü rakamların üzerinde satış yapan oteller, 10 yıl önce yine aynı rakamlara yarım pansiyon, 5 yıldan bu yana ise aynı rakamlara tam pansiyon ve all inclusive satış yapmaktadırlar. Yani kar marjları sürekli azalırken ters orantılı olarak hizmet artmaktadır.
Tur operatörlerinin pek tercih etmeyecekleri kesin olmakla birlikte 5-10 yıl içinde bizde de önce butik otellerde uygulanması beklenen all exclusive (hepsi hariç) konseptinde otelcinin kişi başına gelir rakamı azalmasına rağmen karlılığında artış olacaktır. Çünkü oda-yiyecek-içecek ve diğer ünitelerin-hizmetlerin birim fiyatlandırması daha yüksek tutulacaktır. All inclusive de tüketmeyen müşteriden alınan adil olmayan ücret yerine all exclusive de çevreci ve bilinçli müşterinin tükettiğinin karşılığı tam alınacaktır. Bu yeni sistemde doluluk yeterli orana ulaştığı yıllarda yatırımcı da personel de daha mutlu olacaktır.
All Inclusive aslında gelirleri arttırmak ve yüksek kapasiteye ulaşmak için geliştirilmiş bir satış yöntemi olması gerekirken, maalesef all inclusive fiyatlar hem otelin uzun dönemde hizmet kalitesini düşürmekte ve hem de diğer işletmelerle ya da daha global olarak diğer rakip ülke otelleri ile çok hizmete karşın çok az kazançla rekabet edebilmektedir.
Bugünkü piyasa şartlarında uygulamayı tercih etmekte olduğumuz all inclusive konsepti gerçekten yorucu, yüksek tempolu, tüketimi furyaya dönüştürerek özendirdiği, oda kullanımında-masada-büfede tüm gün doldur boşaltın rutin yapıldığı, azalan kaynakların israfını hat safhaya çıkarttığı, bu kar marjları ile turizm hamallığı yapılıp tesislerin aşındırıldığı, otel restoranları ve lobby’lerinin yönetmeliklere göre yerden kazanmak için genişçe yapılmadığından oturma kapasitesinde hizmeti aksatan memnuniyeti ve kaliteyi düşüren bir görünüm ortaya koyması, personeli bitkin düşürdüğü, verilen hizmetin karşılığının alınmadığı, zerafet ve şahsileştirilmiş hizmetlerin yerine daha genel hizmetlerin verildiği, hijyene yoğun tüketim nedeniyle yetişilmediği, maliyetlerin aşağı çekilmek istenmesi sonucu sağlıklı gıdaların birinci derecede tercih edilmeyip bir dizi sorunların ortaya çıktığı,gıda güvenliğine yeterince dikkat edilemediği, kalifiye elemanın çalışmak istemediği, eğitimin yeterince yapılamadığı, standartların oluşturulamadığı, maaşların emek karşılığında artırılamadığı, artan balık talebini karşılamak için denizde kurulan balık çiftliklerin denizi kirletmelerine olumsuz katkıda bulunduğu, her yeni all inclusive uygulayan tesisin denizin kenarında kurulup en büyük sermayemiz olan denizin kirlenmesine olumsuz katkıda bulunduğu, tüm alanlarında toplu ve yoğun hizmet verilmesi nedeniyle enerjinin fazla tüketilmesi sonucu elektrik kesintilerine neden olduğu, aşırı yiyecek artığı çöplerden dolayı haşere ve sineklerin çoğalmasına ortam yarattığı, kalite sistemlerinin gerçek anlamda uygulanamadığı, tesisler dolsun diye ürünün ucuza satılması ile oluşturulan kitle talebinin destinasyonların alt yapı ve diğer yıpranma maliyetlerine neden olduğu, özellikle yiyecek-içecek de ayrıca enerji-su-kağıt-deterjan ve diğer israfların hat safhada olması sonucunda fiyata yansıtılmayan hizmetlerin karlılığı azalttığı, 5 yıldızlı bir otelde toplam harcamaların %30-35 inin yiyecek içeceğe gittiğini, 5 yıldızlı 200 odalı bir otelde yiyecek içecek ürünlerinin bir aylık tüketim miktarının orta boy bir ilçenin tüketimini geçtiğini, all inclusive de kişi başına 5 kğ yiyecek tüketilmekte olup bunun yaklaşık 1/3 ü çöpe gitmesine neden olduğu, bu rakamın Antalya’ya gelen turist sayısı ve ortalama gecelemesi ile çarpıldığında her bir yiyecek kaleminin milyon tonları geçmesine neden olduğu, artan her 1 litrelik atık yağın 1 milyon litre içme suyunu kirletmesine olumsuz katkıda bulunduğu, konseptin her yeni açılan tesiste daha fazla ücretsiz hizmet verme yarışına soktuğu, tüketici haklarının yeterince korunamadığı, reklamasyonları arttırdığı, turizmcileri konukseverlikten maliyet severliğe yönelttiği, kaçak yiyecek ve içecek ürünlerinin ve kalitesiz – güvencesiz ürünlerin cost nedeniyle tercih edildiği, obezeliği – et tüketimini ve dengesiz beslenmeyi özendirdiği, çocukların sağlıksız tüketici olmasına ortam hazırladığı, çevre ve sağlık koşullarını elverişsiz kıldığı, nefsin terbiye edilmesini zorlaştırdığı, tatilde yiyecek-içecekten kaynaklanan rahatsızlıkları artırdığı gibi yukarıda sıraladığım konularda hem turizmcilerde hem de toplumda rahatsızlıklar dile getirilmektedir.
ÇEVRE SORUNLARI VE TURİZME OLUMSUZ ETKİLERİ
Sera gazlarının neden olduğu küresel ısınma sonucunda sıcaklıkların artması, iklimlerin bozulması, global iklim değişikliği neticesi kuraklık ve sel baskınlarının artması, yağmurların azalması, çölleşme, yer altı sularının sondajla çekilip akiflerin dengesinin bozulması, buzulların erimesi, okyanusların ısınması, depremlerin artması, büyüyen enerji sorunu nedeniyle sık sık elektriklerin kesilmesi, nükleer enerjiye çevrecilerin karşı çıkması, petrol rezervlerin azalması, turistik tesislerin ve düzgün arıtmasız yerleşim yerlerinin deniz suyunu kirletmesi, kanalizasyon sorunu, deterjan gibi kimyasal maddelerin deniz dibindeki yaşamı yok etmesi, trafik-elektronik-mekanik-yoğunluk-gürültü-görüntü-çevre-su-toprak kirliliğinin artması, kimyasal ilaçlamanın zararları, otellerde çokça kullanılan plastiğin çevreye zarar vermesi, uçakların küresel ısınmaya neden olan karbondioksit gaz salınımı nedeniyle havayı kirletmesi, orman yangınları, çeşitli amaçlarla ormanların yok edilmesi, rant nedeniyle orman arazilerinin imara açılması, ağaç ve bitki dokusunda tahribatın artması, aşırı betonlaşma, kıt kaynakların israf ve bilinçsiz kullanma sonucu azalması, erozyon ve çevresel nedenlerle tarımda üretimin gerilemesi ve verimliğinin azalması, nüfusun artması, kentleşme ve sanayileşmenin hızlanması, savaşların artması, ozon tabakasının incelmesi, , bazı canlı türlerinin yok olması, organik kirlenmenin devam etmesi, Antartika’nın yok olması, denizlerin yükselmesi, atıkların artması, yorgun gezegenimizin nükleer denemelerle dengesinin bozulması, fosil yakıtların yoğun kullanılması nedeniyle asit yağmurlarını artırması, kanser gibi öldürücü hastalıklarda önemli artışlar olması, ölümle sonuçlanan vakalarda artışlar olması, sağlıklı içme suyu probleminin artması, bilinçsizce avlanma nedeniyle biyolojik çeşitlilikte azalma olması, sahil yerlerinin plansız-programsız yapılaşmaya açılması ve kaçak yapılaşmanın artması, astım- kronik bronşit gibi çeşitli solunum yolu hastalıkları-kalp ve damar hastalıkları-böbrek rahatsızlıkları- çeşitli kanser vakaları-çeşitli göz hastalıkları-kolera gibi çeşitli bulaşıcı hastalıkların ve işitme bozukluklarının artması, insan psikolojisinin bozulması, saldırgan davranışlar – stres – huzursuzluk – boşanmalar – gelecekten kaygılanma – işsizlik – kendini yalnız hissetme – mutsuzluk gibi kötü sonuçlara neden olan çevre sorunları turizmi olumsuz etkilemektedir.
Çevre sorunları 50 yıldan beri dünya gündemindeki en önemli sorunlardan biri olmuştur. Çevre sorunlarının artması çevre kirliliğinin boyutlarını yerel kirlilikten, bölgesel asit kirliliğine, küresel ısınma ve ozon tabakasının delinmesi ile ortaya çıkan küresel kirlenmeye doğru genişletmektedir.
Çevre sorunları insanlar ve diğer canlılar üzerinde birçok önemli ölümcül hastalıklara sebep olmakta ve her geçen gün daha da artan bu hastalıkların yanı sıra psikolojik hastalıklarda ortaya çıkmaktadır..
Çevre kirliliği hava kirliliğinde olduğu gibi binalar, araç ve malzemeler üzerinde de olumsuz etkiler meydana getirmektedir.
Sonuç olarak, günümüzde çevre sorunları, hem global hem de ulusal bir endişe kaynağıdır. Bu sorunlar sadece yakın çevreye değil, bir bütün olarak dünya toplumuna ve gelecek nesillere ağır maliyetler yüklemektedir.
Küresel ısınma dünyamızı olduğu gibi turizm ve hizmet sektörünü de olumsuz etkileyecektir. Küresel ısınma ile artan hava sıcaklığı, özellikle 5 yıldızlı otellerin daha fazla enerji tüketmesine yol açmakta, hava sıcaklığı ile birlikte klima ve soğutma sistemlerinin kullanımı da artmaktadır. Artan sıcaklık ile yaz mevsiminin erken başlaması sezonun da erken açılmasına sebep olmaktadır. Sezon başında turist sayısının artması avantaj gibi gözükse de, yakın gelecekte, özellikle ülkemizin güney sahillerinin büyük bir tehdit altında olduğu unutulmamalıdır. Önümüzdeki yıllarda, kuzey ülkelerinin daha serin bir iklime sahip olması nedeni ile, turizmin bu yeni destinasyona kayacağı muhakkaktır. Artan sıcaklıklar ile mevcut doğal ortamın zarar görmesi ve orman yangınları ile birlikte, turizmin temel unsurlarından olan doğal güzelliklerimiz kaybolmakta, bu da ülkemiz turizmi için tehdit oluşturmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin bu konuda alacağı karar ve tedbirler ülkemizde ve turizm sektöründe de kurumlar ve turizmciler tarafından bir an önce uygulamaya başlanmalıdır.
ÇEVRECİ ALL EXCLUSIVE (HER ŞEY HARİÇ – ÇEVRE DAHİL)
Sayıları her geçen gün artan “çevreci”, “çevre dostu” turistik tesisler dünyanın birçok ülkesinde yerini almaya başlamıştır.
Bu tesislerde; odaların katlar halinde satılması, otel odalarında düşük vatlı ampüller kullanılarak enerji tasarrufu yapılması, su kaçaklarının önüne geçilmeli, sensörlü muslukların kullanılması, fotoselli su ve elektrik bataryaları kullanılması, iki kademeli sifon kullanılması, içme ve kullanma suyu tasarrufu yapılması,banyo küvet tıpalarının takılı tutulmaması, elektrikli aletlerin fişlerinin kullanım esnasında takılması, bu konuda misafirlerin görsel ve yazılı bilgilendirilmesi, klozet rezervuarların daha az su depolamasının ayarlanması,odalarda ve tüm alanlarda doğru ışıklandırmanın kullanılması, havlu ve çarşafların yıkanması sonucu çevreye vereceği kimyasal zararın misafirlere yazılı hatırlatılması, su tasarruflu peyzaj yapılması, ısı yansıtıcı çatı yapılması, güneş enerjisinin sıcak su üretiminde kullanılmasının yaygınlaştırılması, her odada canlı bitkilerin bulunması, kahvaltıda vejetaryen çeşitlerin bulunması, az benzinle çalışan araçlara gecelik ücretsiz park etme olanağı sunularak hava kirliliğini azaltılmasının özendirilmesi, sigara içilmez alanların ve odaların çoğunlukta olması, oda ve tüm alanlarda ısı kayıplarının ve ses geçirgenliğinin engellenmesi, otelin çevreye-çevrenin de otele ses olarak rahatsızlık vermemesi, ısı yalıtımının zorunlu kılınması, mutfak ve genel alanlarda plastik ve pvc ambalaj ürünlerinin yerine şişe ve cam ambalajlı ürünlerin kullanılmasının tercih edilmesi, çöplerin plastik-kağıt-cam-organik olarak ayrıştırılması,satın almalarda plastik torba kullanılmaması, gıda maddelerinin uzun ömürlü olanların tercih edilmesi, satın alınan ürünlerde tüketilen gazın seviyesinin yazılması, geri dönüşümlü gıda maddelerinin satın alınması, yeşil alanların ve ağaçların artırılması, sulama sistemi kullanılması, yüksek tüketimli bahçe sulamasında atık suların kullanılması, taşıma araçlarının kapasitesinin üstünde personel taşımaması, bilgisayarların bekleme konumunda bırakılmaması, yazıcılardan gereksiz kağıt basılmaması onun yerine ofislerde ve işletim programlarında departmanlar arası iletişimin bilgisayar ortamında yapılması, misafirlerin de bilgilendirileceği tüketim azaltacak kampanyalar ve tüm personelin katılacağı tasarruf tedbirleri toplantıları yapılması, personelin bu konularda eğitilmesi, çevre kazaları ve çevreye verilen zararlar konusunda yatırım yapılması ve eğitim verilmesi, çevre tasarımı yapılması, azaltmak-yeniden kullanmak ve geri dönüşüm için çevre yönetiminin uygulamaya geçilmesi, temizlikte kullanılan kimyasalların çevre dostu olması, eriyen tuvalet kağıtlarının kullanılması, geri dönüşümden elde edilen tuvalet kağıdı-havlu kağıt ve kırtasiye ürünlerin satın alınması, otele ait ticari araçların kullanımının azaltılması, misafirlere ve personele yöre ve çevrenin nasıl korunacağı hakkında bilgi verilmesi, çevreye zarar vermeyen haşere ilaçlamasının yapılması, turizmin geleceğini kontrol altına almak için ulaştırma – konaklama – yiyecek-içecek ve eğlence alt sektörlerini kapsayan turizme yönelik bütünlüklü bir çevre yasasının çıkarılması, çevre ve diğer kalite kontrol sistemlerinin uygulanması,devletin çevre dostu davranışları özendirmesi gerekmektedir.
ALL EXCLUSIVE UYGULAMASI
All exclusive uygulamasında odalarda bulunacak tümü ücretli hizmetler ;
sayaç kontrollü elektrik tüketimi
sayaç kontrollü split klima kullanımı
minibar ve yiyecek set up’ı
kahve ve çay makinası
pay tv
kiralık kasa
matbu ve kırtasiye malzemesi
telefon
şarj aleti
internet bağlantısı
oda servisi
ekstra yatak ve yastık servisi
ilave yatak ve bebek yatağı
ütü dolabı
çamaşır, ütü ve kuru temizleme
sayaç kontrollü su tüketimi
banyoda buklet ve hijyenik dolap
terlik ve bornoz
ekstra havlu,çarşaf,kağıt
otel rehberinden istenen ücretli diğer hizmet ve alımlar olacaktır.
Çevre dostu ürünler kullanan tesisin tüketim ve hizmetlerin çevre kirlenmesine karşı nazik bilinçlendirme uyarısına ilaveten ücretli olduğunu belirten bilgilendirme ise;
Web sitesinde
Acenta kataloglarında
Factsheet’lerde
Outletlerde
Oda kart bukletinde
Check-in esnasında ön büroda ve guest relations’da
Info kanalında
Oda dökümanlarında
Otel hizmet rehberinde
Banyo uyarı çıkartmalarında yapılacaktır.
Oda tipi ve manzarasına göre çıplak oda fiyatı önce belirlenecek, yıpranma-aşınma payı ve varsa diğer vergiler ilave edilecek, all inclusive fiyatlarına göre çok daha az olan bu konsept fiyatı tatilciye cazip gelecek, kredi kartla yapılan alışverişlerde olduğu gibi tüketici tesiste arzu ettiği hizmet ve ürün bedelinin en az oda fiyatına geldiğini sonradan görecek, harcamasındaki bu açığı da konaklama-alışveriş ve gezi toplam bütçesinden kısmak durumunda kalacaktır.
Farklı amaçla tatile gelenler yaptıkları harcamaya göre bedel ödeyeceklerinden dolayı misafir memnuniyeti artacaktır.
Odaya girişte standart yatak keten malzemesi,kişi başına göre konmuş 1 küçük ve büyük havlu,1 tuvalet kağıdı rulosu, 1 sabun, 1 şampuan, kalem-kağıt-zarf gibi bazı kullanım ve hizmetler dahil olacak. Daha sonraki günlerde kullanılan tüm havlular, kağıtlar, buklet malzemeleri, çarşaf ve yastıklar ücretli olup oda hesabına işlenecektir.
Misafir ne kadar su, enerji, diğer malzeme ve hizmet tüketirse o kadar ödeyecek. Az tüketen az ödeyecek, çok tüketen çok ödeyecek. Tüketim arttıkça çarpan da artacak.
Akıllı binalarda ve modern otel işletmeciliğinde sayaç kontrollü on-line sistemleri merkezi bilgisayarla ön bürodan interface olarak otomatik yönetilecektir.
Yiyecek-İçecek konusunda ister set menü, ister a la carte, ister açık büfe olsun insanlar nerede ne tüketirse onun bedelini ödeyecek. Kahvaltı-öğle ve akşam yemekleri – ara yemeklerin sunulduğu açık büfelerde yiyecek türlerine göre ayrı tabaklarla gramaj ve fiyat çarpanı esas alınacak, açık büfelerin restorana geçilen kısımlarındaki kasiyerler tabakları tartarak misafirin otel kartına el terminalleri ile alınan tüm hizmetlerin bedelini işleyecek, içecekler de masalara şişe veya bardak servis edilerek otel kartına el terminalleri ile işlenecektir. Misafir tüketeceği ürünleri, tüketeceği miktarda tabağına alacağından kuyruklar ve çekiştirmeler oluşmayacak ve israf minimize edilecektir. Böylece misafirler özellikle ilk günlerde tıka basa değişik yiyecekleri yiyerek gıda zehirlenmelerinden de kurtulmuş olacaklardır..
Farklı yaş-boy ve kilo ölçülerindeki farklı milletlerin ve kültürlerin farklı tüketim-kullanım alışkanlıkları ücretlendirildiğinden all inclusive’deki gibi fırsat eşitsizliği olmayacağı gibi nüfus artışı az olan ve yaşlanan Avrupalı az tüketirken, daha dinamik doğu veya dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen turistlerin fazla tüketmeleri ücretlendirilerek adil bir sistem oluşacaktır.
Otellere iş – alışveriş ve tatil için gelenlerin arasında hizmet alımı ve tüketim konusunda fırsat eşitsizliği ortadan kalkacak, çevre gezilerinin ve kültür turizminin daha çok yapılması sonucu yerli halkla kaynaşma ve tanıtım sağlanacak ve esnaf alışveriş imkanının artmasından memnun kalacaktır.
Tesisin diğer tüm toplantı salonları ve iş merkezi, sauna, hamam,fitness center, spa ve wellness, aquapark, havuz ve plaj hizmetleri, özel showlar, şahsi dersler, mini club, oyun salonları, lunapark, diskotek sportif aktiviteler, su sporları ve diğer tüm hizmetler ücretli olacaktır.
Böylece dileyen dinlenecek, dileyen bedelini ödeyerek tatilini tercihine göre sürdürecektir.
Tesisi ve çevreyi yıpratmayan all exclusive konseptini bu şekilde uygulayan tesislerde misafir memnuniyeti artarken, hem işletmeci hem de personel daha kazançlı ve mutlu olacaktır.
Özellikle Avrupa’da sadece oda fiyatı olarak uygulanmakta konaklama türünden farklı olarak yukarıda önerdiğim şekilde Çevreci All Exclusive önce turist gönderen Avrupa ülkelerinde, sonra Akdeniz ülkelerinde çok daha sonra da ülkemizin güneyinde uygulanacağı tahmin edilmektedir. Tabii ki bu dönemde hükümetlerin çevre sorunları nedeniyle tur fiyatlarına yansıyacak fiyat artışları ve kısıtlama tedbirlerinin zorunlu olarak alınacağı düşünüldüğünde bu durum kitle turizminin gelişimini olumsuz etkileyecektir.
Sonuç olarak, özellikle Antalya’da turistik tesislerin bulunduğu bölgelerin şehirden uzak olması, tesislerin çoğunluğunun sezonluk olması, yatırımcı ve işletmecinin satış kolaylığı ve trendin genişlemeye devam etmesi nedeniyle yönetim anlayışı ve mali beklentisinin all inclusive ile bağdaşması sonucu all exclusive’e kolay kolay sıcak bakılmayacağı da diğer taraftan çelişki teşkil edecek bir gerçektir.
Ancak bazı çevreye önem veren marka tesisler ve profesyonel otelciler bu konsepti benimseyecek ve yakın gelecekte uygulamaya geçeceklerdir. Tesislerin lokasyonu ve verecekleri kaliteli hizmet nedeniyle misafir çoğunlukla tüm gününü bu tesislerde geçireceğinden turizmcinin kazancının all exclusive de daha fazla olacağı dikkate alınmalıdır.
Gerek devletler gerekse uluslararası çevreye önem veren sivil örgütler çevre sorunları konusunda tüm dünya insanlarını bilinçlendirerek turizmde bu konsepti uygulayan öncü tesisleri ve bu konsepti satan öncü tur operatörlerini desteklemeli ve ödüllendirmelidir.
Kaynak:İnternet
- Web 3.0 Nedir? - 20 Mart 2022
- Kurumsal Seyahat (CorporateTravel) konusunda karma modeller devreye girince neler değişiyor? - 26 Mayıs 2021
- Turizm kuruluşları salgın sonrası veri stratejilerini nasıl yenileyebilir? - 15 Nisan 2021